Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Köy Seyirlik Oyunları : Geleneksel Türk tiyatrosu denildiğinde hem köylü tiyatrosu geleneği, hem de halk tiyatrosu geleneği anlaşılmaktadır. Ancak, hemen belirtelim ki "köylü" ve "halk" kavramları birbirinden ayrı düşünülmemelidir. Köylü aynı zamanda halktır, halk da köylü kökeninden olabilir (And, 1985).
Yukarıda yapılan ayrımın nedeni köylü tiyatrosunun daha içe kapalıolmasıdır. Kırsal kesimde, dar bir çevrede yaşayan insanların kendi aralarında belli zamanlarda oynadıkları sözlü ya da sözsüz oyunlardır. Sahnesiz ve ortada oynanır. Özel bir oyun yeri yoktur. Basit giysi ve araçlarla rol kişileri canlandırılır. Törensel yanın öneçıkarıldığıbu oyunlarda, genellikle üretim, bereket, doğum, ölüm konularıişlenir.
Köylü tiyatrosu geleneği işlevleri bakımından kutlama törenlerinden (kut törenlerden) kaynaklandığı için halk tiyatrosu geleneğinden ayrılır. Oyunların topluca yaratıldığı ve seyircilerin de oyunlara katıldığı görülür. Seyirlik oyunlarda kullanılan en yaygın ögeler, ak-kara ögesi ve erotik ögedir.
Değişik yörelerde değişik biçimlerde ve işlevlerde oynanan seyirlik oyunları yedi öbekte toplamak olasıdır:
1. Kut tören ve söylence kaynaklı oyunlar - gerçekçi oyunlar,
2. Ölüp dirilme ve kız kaçırma oyunları,
3. Yılbaşı ve yıl sonu oyunları,
4. Tarımsal oyunlar - çoban oyunları,
5. Hayvan taklitli oyunlar,
6. Dilsiz oyunları - kukla, şaka oyunları,
7. Tek ve çift izlekli oyunlar - dizi oyunları (And,1985).
Seyirlik oyunlarda taklit en önemli özellik olarak yansır. Çatışma ve kişileştirme taklitle sağlanır. Sözlü veya sözsüz oyunlarda bir eylemin veya rolün taklidi söz konusudur. İlkinde eylem olarak olay dizisi, ikincisinde ise insan, hayvan, bitki ve cansız nesneler taklit edilir. Bir başka özellik ise sözlü oyunların belli bir metne bağlı olmadan doğaçtan oluşturulmasıdır. Seyirlik oyunlarda dans, müzik, şiir ve soytarılırın birbirinin içine girdiği görülür. Seyirlik oyunlar her yönüyle "göstermeci tiyatro" özelliği taşır.
Geleneksel Türk tiyatrosunun kaynakları içerisinde köy seyirlik oyunların özel bir önemi vardır. Halen özellikle Anadolu da ki pek çok köyde devam ettirilen köy seyirlik oyun geleneğinin tarihi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Geçmişin tiyatrosundan geleceğin tiyatrosuna önemli bir kaynaktır bu oyunlar. Binlerce yıl önce Anadolu insanları, toplayıcılık kültüründen tarım kültürüne geçtiği dönemlerden itibaren günümüze kadar mevsim dönüşümlerine, ekim-dikim ve hasat zamanlarına özel bir önem vermiş, bu zamanları oruç, ritüel ve şenliklerle kutsamıştır. Binlerce yıl önce Anadolu insanları, geçimlerini günümüzde de olduğu gibi tarımdan sağlıyorlardı. Ekim yapılmadığı kış ayları onlar için kıtlık zamanlarıydı. Yaz ayları ise tam bolluk ve bereket dönemleri idi. Kıtlık, karanlıkla özdeşti, kara ile simgeleniyordu. Bolluk ise beyazla özdeşti, beyaz ile simgeleniyordu. Mevsimler arasındaki bu ak-kara çatışması köy seyirlik oyunların temel yapısını belirliyordu.
Günümüze kadar gelen köy seyirlik oyunların büyük bölümü işte bu ak-kara çatışması üzerine kuruludur. Özellikle Sivas köylerinde karşılaştığımız "saya gezme" adı verilen ritüelde, yazı ve kışı simgeleyen aklar giyinmiş genç kız ile yüzü karaya boyanmışa "Arap" ve onların peşine takılan çoluk çocukla dolu bir alay, köyde kapı kapı dolaşır, her evden geçen hasattan kalma hububatı toplar, köy meydanında bu hububat pişirilerek tüm köylülerce yenir. Hemen arkasından oynanan köy seyirlik oyunun da Arap, genç kızı kaçırır. Sonra da kızın yakınlarının genç kızı yeniden bulmasıyla şenlik yapılır. Arap kovalanır, böylece kış ayı kovulur, yazın gelmesi coşkuyla kutlanır, genç kız evlendirilerek düğünü yapılır. Az önce genç kızın kaçırılmasına üzülen, yas tutan seyirciler, az sonra, genç kızın Arapın elinden kurtulmasıyla sevinir, hep birlikte halay çekerek, dans ederek bu olayı kutlar.
Köy seyirlik oyunlar, adı üzerinde seyirlik oyunlardır. Tıpkı ortaoyunumuzda olduğu gibi bu oyunlar da genellikle köyün ortasında, köy meydanında oynanır. Seyirciler çepeçevre oyuncuları çevreler.
Oyuncu - seyirci ayrılığı hem vardır hem yoktur. Oyuncuları oyuna seyirciler hep beraber hazırlar. Bir tas, bir şapka, bir baston, bir deve, bir sopa, bir tüfek olabilir. Sırası gelen oyuncu seyirci içinden çıkarak oyuna katılır, oyundaki görevi bittikten sonra yeniden seyircilerin arasına karışır.
Köy seyirlik oyunlarda da ortaoyununda ve meddahta olduğu gibi doğaçlamaya büyük önem verilir. Genellikle yönetmenin görevini üstlenen tecrübeli oyuncu kendi yaratıcılığını da katarak, o yıl ki oyunu, geçen yıl aklında kalan kanava üzerinden yeniden yaratır. Yine de temel izlek olan ak - kara çatışması, mevsim dönüşümünü simgeleyen kız kaçırma ve kızın kurtarılması öğeleri olduğu gibi kalır. Köy seyirlik oyunlar da ortaoyunları gibi benzetmeci değil göstermeci, özdeşleşmeci tiyatro gibi kapalı değil, epik tiyatro gibi açık biçemdedir. Açık biçem, yani anti illüzyonist bir üsluptur. Açık biçemde illüzyon yaratılmaz, diğer bir deyişle seyirciye yalan söylenmez, seyirci kandırılmaz, konvansiyon anlamında da olsa seyircide bir büyü yaratılmaz. Tam tersi, açık biçemde, her şey seyircinin gözü önünde cereyan eder, oyuncular gizlenme gereği duymadan seyircinin gözü önünde rollerine (kılığına) girerler.
Aksesuar çok önemlidir. Köy yerinde çokça bulunan nesneler oyun içerisinde oyuncunun kullanımıyla bir başka anlam kazanırlar. Örneğin kadın kılığına giren erkeklerin kadın giysisi içine yerleştirdiği iki balkabağı, kadın göğüsleri oluverir seyircinin gözü önünde.
Köy seyirlik oyunlar konusunda bilimsel araştırma ve yayınlar için Prof. Dr. Metin And' ın ve Nurhan Karadağ' ın eserlerine bakılabilir. Köy seyirlik oyunları temel alan, esinlenen yerli yazarlar için Haşmet Zeybek' in, Bilgesu Erenus' un oyunlarına, Nurhan Karadağ' ın reji çalışmalarına bakılabilir. Örnek olarak, Haşmet Zeybek' in "Düğün ya da Davul", Bilgesu Erenus' un "Misafir", Nurhan Karadağ' ın "Yazı Bağında Şenlik", "Memiş Dayı" rejileri verilebilir.
(Farklı Kaynak) "Köylü Tiyatrosu" adı ile de bilinen köy seyirlik oyunları düğünlerde, bayramlarda ya da yılın belirli günlerinde köylülerimizin genellikle "oyun yapma","oyun çıkarma" adı altında bereket bolluk, sağlık ve yeni yılı karşılamak amacıyla oynadığı törensel içerikli oyunlardır.
Bu oyunlar meydanlarda oynandığı gibi kışın oda içerisinde de oynanmaktadır.İlkel toplumlardan günümüze değişim göstererek ulaşan bu oyunlar önceleri yaşantının daha verimli olabilmesi için doğaüstü güçlere, tanrılara ya da tanrıya şükran belirten bilinçli olarak gerçekleştirilen törenlerdir.
Çeşitli inanış ve mitlerin kaynaklık ettiği bu oyunlar, eski Anadolu uygarlıklarının,Anadolu toprakları üzerinde yaşayan halkımızın Orta Asya'dan getirdiği kültürel öğeler ve islamiyeti kabulünden sonraki islami öğelerle birleşen bir kültürel sentezin izlerini taşır.
Seyirlik oyunlar ilkel bir tiyatro örneğidir.Sanat kaygısından çok toplumsal ve dinsel açıdan işlevseldir.Seyirlik oyunları günlük yaşamı taklit eden (kalaycı, berber, çift sürme vb.),hayvanları taklit eden (deve, ayı, tilki, kartal vb.),mevsim değişiklikleri,yıl değişimleri amacıyla oynanan oyunlar (köse gelin) bolluk ve berekete dönük oynanan oyunlar (saya gezme, koç katımı törenleri, cemal oyunu vb.) yağmur yağdırmak için oynanan oyunlar (çömçe gelin vb.) oluşturur.
Cemal Oyunu: Tohumun toprağa atıldığı ilk gün veya hasat sonunda oynanır.
Koç Katımı: Hayvan yavrularının,kışın soğuğa ve açlığa dayanıksız oluşlarından dolayı yavrulama zamanlarının kontrol altına alınmasıdır.Bir tür mevsimlik bayram niteliğindedir.
Deve yüzü, Koyun Yüzü:Hayvanın anne karnında tüylenmeye başladığı gün oynanır.
Tarih: 2016-03-02 01:57:03 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Köy Seyirlik Oyunu Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Yukarıda yapılan ayrımın nedeni köylü tiyatrosunun daha içe kapalıolmasıdır. Kırsal kesimde, dar bir çevrede yaşayan insanların kendi aralarında belli zamanlarda oynadıkları sözlü ya da sözsüz oyunlardır. Sahnesiz ve ortada oynanır. Özel bir oyun yeri yoktur. Basit giysi ve araçlarla rol kişileri canlandırılır. Törensel yanın öneçıkarıldığıbu oyunlarda, genellikle üretim, bereket, doğum, ölüm konularıişlenir.
Köylü tiyatrosu geleneği işlevleri bakımından kutlama törenlerinden (kut törenlerden) kaynaklandığı için halk tiyatrosu geleneğinden ayrılır. Oyunların topluca yaratıldığı ve seyircilerin de oyunlara katıldığı görülür. Seyirlik oyunlarda kullanılan en yaygın ögeler, ak-kara ögesi ve erotik ögedir.
Değişik yörelerde değişik biçimlerde ve işlevlerde oynanan seyirlik oyunları yedi öbekte toplamak olasıdır:
1. Kut tören ve söylence kaynaklı oyunlar - gerçekçi oyunlar,
2. Ölüp dirilme ve kız kaçırma oyunları,
3. Yılbaşı ve yıl sonu oyunları,
4. Tarımsal oyunlar - çoban oyunları,
5. Hayvan taklitli oyunlar,
6. Dilsiz oyunları - kukla, şaka oyunları,
7. Tek ve çift izlekli oyunlar - dizi oyunları (And,1985).
Seyirlik oyunlarda taklit en önemli özellik olarak yansır. Çatışma ve kişileştirme taklitle sağlanır. Sözlü veya sözsüz oyunlarda bir eylemin veya rolün taklidi söz konusudur. İlkinde eylem olarak olay dizisi, ikincisinde ise insan, hayvan, bitki ve cansız nesneler taklit edilir. Bir başka özellik ise sözlü oyunların belli bir metne bağlı olmadan doğaçtan oluşturulmasıdır. Seyirlik oyunlarda dans, müzik, şiir ve soytarılırın birbirinin içine girdiği görülür. Seyirlik oyunlar her yönüyle "göstermeci tiyatro" özelliği taşır.
Köy Seyirlik Oyunları
Geleneksel Türk tiyatrosunun kaynakları içerisinde köy seyirlik oyunların özel bir önemi vardır. Halen özellikle Anadolu da ki pek çok köyde devam ettirilen köy seyirlik oyun geleneğinin tarihi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Geçmişin tiyatrosundan geleceğin tiyatrosuna önemli bir kaynaktır bu oyunlar. Binlerce yıl önce Anadolu insanları, toplayıcılık kültüründen tarım kültürüne geçtiği dönemlerden itibaren günümüze kadar mevsim dönüşümlerine, ekim-dikim ve hasat zamanlarına özel bir önem vermiş, bu zamanları oruç, ritüel ve şenliklerle kutsamıştır. Binlerce yıl önce Anadolu insanları, geçimlerini günümüzde de olduğu gibi tarımdan sağlıyorlardı. Ekim yapılmadığı kış ayları onlar için kıtlık zamanlarıydı. Yaz ayları ise tam bolluk ve bereket dönemleri idi. Kıtlık, karanlıkla özdeşti, kara ile simgeleniyordu. Bolluk ise beyazla özdeşti, beyaz ile simgeleniyordu. Mevsimler arasındaki bu ak-kara çatışması köy seyirlik oyunların temel yapısını belirliyordu.
Günümüze kadar gelen köy seyirlik oyunların büyük bölümü işte bu ak-kara çatışması üzerine kuruludur. Özellikle Sivas köylerinde karşılaştığımız "saya gezme" adı verilen ritüelde, yazı ve kışı simgeleyen aklar giyinmiş genç kız ile yüzü karaya boyanmışa "Arap" ve onların peşine takılan çoluk çocukla dolu bir alay, köyde kapı kapı dolaşır, her evden geçen hasattan kalma hububatı toplar, köy meydanında bu hububat pişirilerek tüm köylülerce yenir. Hemen arkasından oynanan köy seyirlik oyunun da Arap, genç kızı kaçırır. Sonra da kızın yakınlarının genç kızı yeniden bulmasıyla şenlik yapılır. Arap kovalanır, böylece kış ayı kovulur, yazın gelmesi coşkuyla kutlanır, genç kız evlendirilerek düğünü yapılır. Az önce genç kızın kaçırılmasına üzülen, yas tutan seyirciler, az sonra, genç kızın Arapın elinden kurtulmasıyla sevinir, hep birlikte halay çekerek, dans ederek bu olayı kutlar.
Köy seyirlik oyunlar, adı üzerinde seyirlik oyunlardır. Tıpkı ortaoyunumuzda olduğu gibi bu oyunlar da genellikle köyün ortasında, köy meydanında oynanır. Seyirciler çepeçevre oyuncuları çevreler.
Oyuncu - seyirci ayrılığı hem vardır hem yoktur. Oyuncuları oyuna seyirciler hep beraber hazırlar. Bir tas, bir şapka, bir baston, bir deve, bir sopa, bir tüfek olabilir. Sırası gelen oyuncu seyirci içinden çıkarak oyuna katılır, oyundaki görevi bittikten sonra yeniden seyircilerin arasına karışır.
Köy seyirlik oyunlarda da ortaoyununda ve meddahta olduğu gibi doğaçlamaya büyük önem verilir. Genellikle yönetmenin görevini üstlenen tecrübeli oyuncu kendi yaratıcılığını da katarak, o yıl ki oyunu, geçen yıl aklında kalan kanava üzerinden yeniden yaratır. Yine de temel izlek olan ak - kara çatışması, mevsim dönüşümünü simgeleyen kız kaçırma ve kızın kurtarılması öğeleri olduğu gibi kalır. Köy seyirlik oyunlar da ortaoyunları gibi benzetmeci değil göstermeci, özdeşleşmeci tiyatro gibi kapalı değil, epik tiyatro gibi açık biçemdedir. Açık biçem, yani anti illüzyonist bir üsluptur. Açık biçemde illüzyon yaratılmaz, diğer bir deyişle seyirciye yalan söylenmez, seyirci kandırılmaz, konvansiyon anlamında da olsa seyircide bir büyü yaratılmaz. Tam tersi, açık biçemde, her şey seyircinin gözü önünde cereyan eder, oyuncular gizlenme gereği duymadan seyircinin gözü önünde rollerine (kılığına) girerler.
Aksesuar çok önemlidir. Köy yerinde çokça bulunan nesneler oyun içerisinde oyuncunun kullanımıyla bir başka anlam kazanırlar. Örneğin kadın kılığına giren erkeklerin kadın giysisi içine yerleştirdiği iki balkabağı, kadın göğüsleri oluverir seyircinin gözü önünde.
Köy seyirlik oyunlar konusunda bilimsel araştırma ve yayınlar için Prof. Dr. Metin And' ın ve Nurhan Karadağ' ın eserlerine bakılabilir. Köy seyirlik oyunları temel alan, esinlenen yerli yazarlar için Haşmet Zeybek' in, Bilgesu Erenus' un oyunlarına, Nurhan Karadağ' ın reji çalışmalarına bakılabilir. Örnek olarak, Haşmet Zeybek' in "Düğün ya da Davul", Bilgesu Erenus' un "Misafir", Nurhan Karadağ' ın "Yazı Bağında Şenlik", "Memiş Dayı" rejileri verilebilir.
Köy Seyirlik Oyunu Nedir
(Farklı Kaynak) "Köylü Tiyatrosu" adı ile de bilinen köy seyirlik oyunları düğünlerde, bayramlarda ya da yılın belirli günlerinde köylülerimizin genellikle "oyun yapma","oyun çıkarma" adı altında bereket bolluk, sağlık ve yeni yılı karşılamak amacıyla oynadığı törensel içerikli oyunlardır.
Bu oyunlar meydanlarda oynandığı gibi kışın oda içerisinde de oynanmaktadır.İlkel toplumlardan günümüze değişim göstererek ulaşan bu oyunlar önceleri yaşantının daha verimli olabilmesi için doğaüstü güçlere, tanrılara ya da tanrıya şükran belirten bilinçli olarak gerçekleştirilen törenlerdir.
Çeşitli inanış ve mitlerin kaynaklık ettiği bu oyunlar, eski Anadolu uygarlıklarının,Anadolu toprakları üzerinde yaşayan halkımızın Orta Asya'dan getirdiği kültürel öğeler ve islamiyeti kabulünden sonraki islami öğelerle birleşen bir kültürel sentezin izlerini taşır.
Seyirlik oyunlar ilkel bir tiyatro örneğidir.Sanat kaygısından çok toplumsal ve dinsel açıdan işlevseldir.Seyirlik oyunları günlük yaşamı taklit eden (kalaycı, berber, çift sürme vb.),hayvanları taklit eden (deve, ayı, tilki, kartal vb.),mevsim değişiklikleri,yıl değişimleri amacıyla oynanan oyunlar (köse gelin) bolluk ve berekete dönük oynanan oyunlar (saya gezme, koç katımı törenleri, cemal oyunu vb.) yağmur yağdırmak için oynanan oyunlar (çömçe gelin vb.) oluşturur.
Cemal Oyunu: Tohumun toprağa atıldığı ilk gün veya hasat sonunda oynanır.
Koç Katımı: Hayvan yavrularının,kışın soğuğa ve açlığa dayanıksız oluşlarından dolayı yavrulama zamanlarının kontrol altına alınmasıdır.Bir tür mevsimlik bayram niteliğindedir.
Deve yüzü, Koyun Yüzü:Hayvanın anne karnında tüylenmeye başladığı gün oynanır.
Tarih: 2016-03-02 01:57:03 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx